Düzce Değerler Eğitimi – Özel Düzce Oyna ve Öğren Anaokulu

Düzce Değerler Eğitimi

Oyna Öğren Anaokulu’nda Değerler Eğitimi

Düzce Oyna Öğren Anaokulu Değerler Eğitimi üzerinde önemle duruyor. 23 Ekim 2018’de dönemin Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un tanıtımını yaptığı 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde değerler eğitimi Türk Eğitim Sisteminin hedefleri arasında bulunmaktadır.

Düzce Değerler Eğitimi

“Bir bireyi zihinsel olarak eğitip ahlakî olarak eğitmemek, topluma baş belası kazandırmaktır” diyen Theodore Roosevelt, bu söz ile değerler eğitimine dikkat çekmiştir. Düzce Değerler Eğitimi konusuna anaokulu müfredatımız içinde özel bir yer vermekteyiz. Günümüzde küreselleşmenin ve teknolojik gelişmelerin beraberinde getirdiği bireyselleşme ve buna bağlı değer yozlaşması hepimizin malumu. Toplumu bu yozlaşmada kurtarmanın yollarından biri de eğitimdir. Uzmanlar günümüzün eğitim örgütlerinin karşılaştığı en temel sorunun ahlaki olduğunu ve ahlaki sorunların ortaya çıkabilecek diğer sorunları da tetiklediğini ifade etmektedirler.Nasıl bir insan yetiştirileceği sorunun cevabı eğitim politikalarının omurgası olarak da nitelendirilebilir.  

Düzce Manevi Eğitim

Düzce’de manevi eğitim konusuna özel bir önem veren Oyna Öğren Anaokulu olarak 2023 Vizyon Belgesi’nin vurguladığı konuları önemsiyoruz ve kendimize rehber olarak görüyoruz.

Bu vizyonda eğitim sistemimizin hedefinini mümeyyiz, sağduyu sahibi ve eğitimden en yüksek doyum ile faydalanan bireyleri yetiştirmektir.

Zihinleri bilim ile donatılan gelecek nesillerin, aynı zamanda kalplerinin de insani değerlerle doldurulmasının öneminden bahsedilmiştir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nin kendisine ayrılan sözün özü bölümünde; rekabet ortamını körükleyerek bilgiden uzaklaşan, teknoloji kullanımı adı altında tüketim çılgınlığına kapılan, kendi ulusu haricindeki sorunları ve insanları ötekileştirerek insani değerleri kaybeden bir anlayış reddedilmiştir. Bakan Selçuk’a göre 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nin temel amacı; içinde bulunduğumuz yüzyılın yetkinlikleri ile donatılmış ve bunu da insanlık faydası için kullanan, kültürüne sahip çıkan, liyakatlı ve ahlak sahibi bireyler yetiştirmektir. 

Bu bağlamda, baş aktörü insan olan, insan odaklı bu vizyon belgesi gelecek Türkiyesi’nin inşası için son derece önemlidir. Değer ve değer eğitimi bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, hem bilgiye ulaşımı hem de hayatı kolaylaştırmıştır.

“Dünya, Açık Hava Tımarhanesine Dönüşmekte”

Ülkelerin sınırlarının formaliteye yaklaştığı farklı kültürlü dünya düzenine giden bir süreçteyiz Küreselleşme, kolaylaştırıcı bir unsur olmasının yanında, ayrıca, rekabeti de beraberinde getirmiştir. Artan nüfus ve tüketim ihtiyacı, kaynakların kısıtlanması, uluslararası sosyal ve ekonomik dengesizlik dünyayı güvenlik paranoyası adı altında daha önce yerel/bölgesel olan çatışmaları küresel boyutlara taşımıştır. Açlık, susuzluk, uyuşturucu vb. sorunların doğurduğu sonuçlar ahlaki açıdan tüm toplumu tehdit ederek toplumun dengesini etkisi altına almıştır. Jean Twenge, bu durumu, “Tüm dünya sessizce ama kesin bir şekilde bir açık hava tımarhanesine dönüşmektedir.” şeklinde tasvir etmiştir. 

Gelinen bu durum insanoğluna, salt bilimin ve buna bağlı eğitim sisteminin gelişmesinin nihai ve ideal bir dünya için yeterli olamayacağını ve tüm bu gelişmelerin insanı insan yapan değerlerle birlikte hayat bulmasının önemini işaret etmektedir. Dünya tarihini incelediğimizde bilimsel bir buluşun insanoğlunun yararına kullanıldığına tanık olmuştur. Ancak bazı bilimsel buluşların son derece yıkıcı bir şekilde zararına da kullanıldığı da bir vakıadır. Aradaki fark bilimin insani değerlerle bezenmiş olmasıdır. Bu nedenle devletler, bireyin topluma kazandırılması ve toplumsal bütünlüğün sağlanması için değer eğitimine önem vermektedir.

Değer Kavramı Nedir?

Türk Dil Kurumu’nda değer kavramı; “Bir milletin sahip olduğu toplumsal, iktisadi ve ilmî değerleri barındıran, maddi ve manevi unsurlardan oluşan bir bütün olarak tanımlanmıştır

Değer; kavram olarak olaylara karşı geliştirdiğimiz tutumları, yargılarımızı oluşturan standartların göstergesidir. Belirli bir davranış biçiminin tercih edilmesini sağlayan değer, kuvvetli bir inancı, varlığın içten istenebilir ya da istenemez olduğu hakkındaki durumu işaret eder. Öte yandan kişilerin tutumlarına yönelik seçimlerinin teyidinde ve çevresindeki kişiler ile olguları değerlendirmelerinde kullanılan ölçütlerdir. Bu açıdan okul, 21. yüzyıl insanına ihtiyacı olan yaşam yetkinliklerini teşvik ederek onları bu paradigmaya hazırlayan bir kurum olarak görülmektedir.

Okulda değerlerin öğrencilere aktarılmasına okul müdürlerinin, öğretmenlerin ve velilerin önemli bir rolü olduğu öngörülmektedir. Öğretmenlerin değer eğitiminde önemli rollerinin olduğu ve okullarda, sınıf içerisinde ya da dışında müdür-öğretmen-öğrenci iletişiminde doğruluk, dürüstlük, güven, açıklık, saygı ve sorumluluk gibi birtakım değerlerin öğrencilere kazandırılması gerekmektedir. Okulların müfredatları incelendiğinde, değerler eğitimine müfredat içerisinde gereken önemin maalesef verilmediği dikkat çekmektedir. Vatanseverlik, iyilik, doğruluk, dürüstlük, saygı ve sevgiyi, benimsenmesi gereken değerler olarak öne çıkmaktadır. Vizyon belgesinde de olduğu gibi bu değerleri kazanmanın önemini vurguluyoruz. Burada hedeflenen eğitim sistemi, şefkatle insan yetiştirmeyi eğitimin temeline almakta ve öğrencilerin bilim temeline dayanan, özgür, eleştirel düşünme, tavır ve değerleri kademelere uygun olarak içselleştirebileceği bilgiden ziyade terbiye esaslı bir müfredatı benimsemektedir. Bu bakış açısıyla vizyon belgesi bilgiden ve beceriden önce çocuğa şefkat eğitimin verilmesini öğretmenin önemli bir görevi olarak görmektedir. Bahse konu vizyonda öğretmenlerin bu önemine binaen öğretmen eğitimi ve kalitesi başlı başına bir çalışma başlığı olarak belirtilmiş ve gayretlerin bu yönde sarf edilmesine işaret edilmiştir. Geleceğin bireylerinin öngörülen değerlerle yetişmesi ve bu değerlere sahip olması, ancak, bunları içselleştirmelerini sağlayacak öğretmenlerle mümkündür. Bu da bu değerleri kendi özünde de içselleştirmiş, bir yaşam tarzı haline getirmiş ve öğrenciler için birer rol model olabilecek öğretmenlerle mümkündür. Öğretmen ve yöneticiler öncelikle okulda öğrencilere sevgi ve saygı ile yaklaşarak iyi örnek oluşturmalı, toplumun ahlakî inançlarını ve kültürünü öğrencilere aktarma görevini de yürütmelidir.

Düzce değerler eğitimi

Oyna ve Öğren Anaokulumuzda Değerler Eğitimi

  • Anaokulumuzun vizyon belgesinde altı çizilen konulara uygun olarak çocuklara verdiğimiz değerler eğitimini şu maddeler altında ifade edebiliriz:
  • Bir yaşam alanı olarak anaokulumuzu her bir çocuğumuzun değerine değer, mutluluğuna mutluluk katan evrensel, millî ve manevi erdemlerle yaşam becerilerinin harmanlaştığı ve içselleştirildiği mekânlar olarak görüyoruz.
  • Bütün çocukların donanımı milli manevi değerler ile gelişerek çocukların kendisini tanıması ve çevre duyarlılığı içselleşmiş olacak.
  • Görgü temelli müfredat anlayışı, bilimsel düşünce ve tutumları içselleştiren çocuklar tarafından benimsenmesi sağlanacaktır.
  • Çocuklar kendi bölgelerinin üretim, kültür, sanat ve coğrafi kapasitesini keşfedecekler.  Yöresel oyunlarını, yemeklerini, hayvan ve bitki türlerini, folklorunu tanıyacaklardır.

Bu konuları derslerle bütünleşik veya ders dışı etkinlik olarak ağırlık vereceğiz. Bugünün sorunlarına çözüm üretirken yarını tehlikeye atmayan, yeni bir anlayış oluşturarak bizden olan ama aynı zamanda bizden farklı çocuklar yetişmesi için çalışacağız. Düzce değerler eğitimi denilince akıllara gelen ilk anaokulu olmak bizim hedefimiz. 

207 Tane Değer Kavramı

Vizyon belgesi “değer” ve “değerler eğitimi” kapsamında incelendiğinde tespit edilen kavramlar değer ve değer eğitimi ile ilgili olduğu düşünülen kavramların toplam 207 tane olduğu tespit edilmiştir. Bu kavramlar arasında en çok kültür (31), değer (17), aile (16) kelimelerinin tekrar edildiği; sabır ve özgüven kelimelerinin ise bir kez kullanıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan “vatan, hoşgörü, sadakat, tarafsızlık, dürüstlük, barış, doğruluk, yardımseverlik, sevgi, arkadaşlık, öz denetim, özgürlük, işbirliği, alçak gönüllülük, öz disiplin, nezaket” gibi kavramların kullanılmadığı gözlenmiştir.

Çalışmada milli ve manevi değerlerin öğrencilere kazandırılması ve öğrencilerden hareketle topluma değerlerin kazandırılması olarak iki tema belirlenmiştir. Milli ve manevi değerlerin eğitim programına ve müfredatına eklenerek öğrencilere kazandırılmasının, kuşaklar arası çatışmaların önlenmesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir. Ailelerin okulda verilen değer eğitimini önemli bulduğunu, milli ve manevi değerlerin korunarak sonraki kuşaklara aktarılmasının kuşaklar arası doğabilecek uyumsuzlukların önüne geçileceğini aktarmışlardır. 

Okullarda verilecek değerler eğitiminin geçmiş kuşaklar ve gelecek kuşaklar arasında bir köprü görevi göreceği düşünülmektedir. 2023 Vizyon Belgesi’nde güç kaynağımızın milli manevi değerlerle donatılmış, nitelikli, özgüveni yüksek nesiller olduğundan bahsedilerek bilim ve değerlerle donanmış bir nesil vurgusu yapılmıştır. Bu bağlamda eğitim programları aracılığıyla öğrencilerimize bilimsel bilgilerin yanında benlik oluşumlarına katkı sağlayacak, ahlaki yönden gelişimlerini destekleyecek değerler eğitimini de vermemiz gerektiği düşünülmektedir. Okul programlarında belirtilen ya da belirtilmeyen değerleri öğreterek öğrencileri toplumsal yaşama hazırladığını, ahlaki gelişimlerine katkıda bulunarak, karakterlerini ve benlik algılarını olumlu yönde etkilediği belirtmiştir. Okulların öğrencilerin karakter gelişiminde büyük bir etkisi olduğu ve bu açıdan değerler eğitimin müfredat içerisinde olması gerektiği düşünülmektedir. Sosyal farkındalığı yüksek çocukların yetiştirilmesinde değerler eğitiminin önemli olduğu düşünülmektedir. Benlik oluşumunu olumlu yönde etkileyen değerler eğitimi, çocukların sosyal farkındalığını da geliştirmektedir. Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada, benlik saygı düzeyi arttıkça sosyal farkındalık düzeyinin de arttığı bulgusuna ulaşılmıştır. Değerler eğitiminin öğrencilerin benlik saygısını dolayısıyla sosyal farkındalığını olumlu yönde geliştirmesi, 2023 Vizyon Belgesi’nde hedeflenen özgüveni yüksek, nitelikli ve girişken neslin oluşturulmasında önemli bir unsur olduğu düşünülmektedir. 

2023 Vizyon Belgesi’nde 21. Yüzyıl becerilerinin kazandırılması üzerinde durularak bu bağlamda öğretmenlere önemli görevler düştüğü belirtilmiştir. Öğretmenlerin eğitimi sadece bilgi aktarımı olarak görmemesi, öğrencilerin mevcut potansiyelini artırmak için onların ruhlarına hitap eden bir eğitim anlayışında olmaları gerektiği düşünülmektedir. Mevcut düzenin öğretmeni aktarıcı, öğrenciyi ise hazır bilgi alıcı olarak görmesinden dolayı öğrencilerin ruhi özelliklerinin ihmal edildiğini belirtmiştir. 21. Yüzyıl becerilerinin kazandırılması adına daha çok öğrenci odaklı çalışılması, çocuklara 2023 Vizyon Belgesi’nde bahsedilen kuş figüründe olduğu gibi uçabilmeleri adına bilgi ve değerden oluşan iki kanat verilmelildir.

Değerler Eğitiminin Başka Ülkelerle Karşılaştırılması

Vizyon belgesinde “değer” ve “değerler eğitimi” ile ilgili geçen kavramların başka ülkelerde nasıl geçtiğine yönelik bir karşılaştırma yapmak için Japonya ve Finlandiya örnekleri incelenmiştir. 

Japonya’nın eğitim sisteminde aktarılmaya çalışılan değerler; tutumlu olmak, bencilce davranışlardan kaçınmak ve kurallara uymak, tembellik göstermemek, iyi ve kötü şeyler arasında seçimde bulunmak, yalan söylememek, davranış ve konuşmalara dikkat etmek, güler yüzlü olmak, iyiliği görülen kimselere teşekkür etmek, onların değerini bilmek, hayata olumlu bakmak, memleketini veya yaşadığı yeri sevmek ve bağlılık duymak şeklindedir. 

Finlandiya eğitim sistemine baktığımızda aktarılan değerler; çocuğa çalışma ortaklığı ve etkileşim yeteneği kazandırmak, çocukların yaşıtlarıyla kurduğu ilişkilerde üstlendiği rolü destekleme, çevresinde olan bireylere saygı duymayı öğretmek, ahlaki sorumluluklarını bilmesini sağlamak, kültürünün değerlerinin ışığında benliğini oluşturmasına destek olmak, etkili iletişim becerileri kazandırmak olarak belirlenmiştir. 

Osmanlı’da Değerler Eğitimi

Öyle ki konu ile ilgili Osmanlı döneminde de eğitimin teşkilatlanması çalışmalarında günümüze ışık tutan tartışmalar yaşanmıştır. Tuba ve Kiraz Ağacı motifi buna örnek olarak gösterilebilir. Yapılan bir çalışmada, Emrullah Efendi’nin ilköğretimden başlatılacak reformların kısa sürede sonuç vermeyeceği ve bu nedenle eğitimin planlanmasına yükseköğrenimden başlanılması gerektiği düşüncesi ile Tuba Ağacı motifi olarak adlandırdığı bu teoriyi savunduğunu, ancak Satı Bey’in ise eğitim reformunun toplumun belirli kesimini eğitmekle değil, ancak yaygın bir kitle eğitimiyle mümkün olacağını, yani eğitime Tuba Ağacı Nazariyesi’nde olduğu gibi yukarıdan değil, kiraz ağacında olduğu gibi aşağıdan başlanması gerektiğini, buna gerekçe olarak da zayıf ve işlevsiz bir ilköğretimden sonra iyi bir ortaöğretim veya yükseköğretimin mümkün olmayacağını gösterdiğini belirtmişlerdir.

Teknoloji Öğretmeni Ortadan Kaldıracak mı?

Ayrıca önlenemez hatta öngörülemez bir biçimde gelişen teknoloji ve beraberindeki getirdiği/getireceği kolaylıkların öğretmenin yerini alıp alamayacağı konusu da tartışılmaktadır. Bu tartışma yapıla dursun araştırmalara bakıldığında öğrencilerin başarısında öğretmenlerin doğrudan etki gösterdiği, öğretmenlerin yönlendirici gücünün ve öğrenci arasındaki etkileşim kalitesinin de etkisinin büyük olduğu vurgulanmaktadır. Şefkatten yoksun eğitimin insanlık için beraberinde tarihteki örnekleriyle sabit birtakım zararları da getirebileceği gerçeğinden hareketle vizyon belgesinin buna vurgu yapması ve eğitimin baş aktörlerine bu görevi tevdi etmesi, eğitimin geleceği ve geleceğimizin tasarlanması açısından değerlidir.

Toplumlarda Duyarsızlaşma Artıyor

Toplumlarda duyarsızlaşmanın arttığı, bu bağlı olarak yardımlaşmanın azaldığı gözlenmektedir. Bu duyarsızlaşmanın önüne geçilebilmesi adına değerler eğitimi çocuklara, çocuklardan hareketle oluşturulacak topluma ışık olacağı düşünülmektedir. Ahlaki değerlerden mahrum hiçbir eğitim sisteminin insanlığın bugün yaşadığı sorunlarını çözemeyeceği düşüncesinden yola çıkarak değerler eğitimi, kim olduğunu bilen insanî değerleri yüksek, ulusal kültür ve hoşgörü ile bezenmiş çok kültürlülüğü benimsemiş bireylerin yetişmesi için eğitim müfredatı içerisinde yer almalı, titizlikle takip edilmeli ve eğitimin başarıya ulaşmasında kaliteli iş kaliteli ellerden olur prensibi ile öğretmenlerin rol modelliği unutulmadan nitelikli ve bahse konu değerleri içselleştirilmiş öğretmenler yetiştirilmelidir. Sonuç olarak toplumun kendisini geleceğe taşıyacak en önemli faktörlerden birisi olan eğitimde değer eğitimi, bugün olduğu gibi gelecekte de önemini yitirmeyecektir. Bu öneminin küreselleşmenin ve teknolojik gelişmelerin hayatı daha da bireyselleştirdiği günümüzde daha da artmış olduğu değerlendirilmektedir. Vizyon için 3 yıllık bir süre kısa olsa da eğitim politikalarını yansıtan bu belgede değer eğitimine önemli bir oranda değer verilmiş olması milli bir irade konması açısından önemlidir ve bu kapsamda özellikle eğitimin tüm paydaşları tarafından içselleştirilmesine yönelik gerekliliklerinin yerine getirilmesi konusunda vizyonun takip edilmesi gerekmektedir.

Scroll to Top
Konuşmayı Başlat
Yardım İster misiniz?
Oyna ve Öğren Anaokulu Temsilcisi
Müşteri Temsilcisi İçin Yazınız